Kifoz, halk arasında kamburluk olarak da bilinen, omurganın anormal eğriliği ile karakterize edilen bir rahatsızlıktır. Dünya genelinde yaygın olarak görülür ve en sık sırt bölgesinde belirginleşir. Bu hastalıkta, kişinin yandan görünüşünde baş daha önde olur ve bazı hastalarda bel çukurluğu artar. Kifoz, doğum öncesi dönemde bile başlayabilir. Bebeklerde genellikle omuzların eşit olmaması ve kol ve bacaklarda meydana gelen anormallikler şeklinde kendini gösterir. Sırt bölgesinin normal eğrilik derecesi 25-40 derece arasındadır. Bu derecenin bazı nedenlerle ilerleyip artması kifozu oluşturur. Çoğu zaman bu derece 45 dereceyi aşmaz, ancak daha ileri durumlar da mevcuttur.

Kifozun farklı dereceleri vardır ve her dereceye uygun bir tedavi yöntemi bulunmaktadır. Erken yaşta görülen kifoz tedavisinde, ameliyat uygun görülmüşse bebeğin 1 yaşına gelmesi beklenir ve sonrasında devam edecek eğilmelerin önüne geçilmek amaçlanır.

Yetişkinlerde ise doğuştan olan omurga eğrilikleri yıllar içerisinde ilerleyerek kamburluk oluşturur. Erken dönemde müdahale edilmediyse kifozun ilerlemesi daha fazla olur. Kifoz derecelerine göre tedavi uygulanır ve bu dereceler tedavide oldukça önemlidir.

35 derece kifoz, kötü duruşa bağlı olarak ortaya çıkar. İlerlemesi de hatalı pozisyonlarda duruş sebebiyle gerçekleşir.

Bu derecedeki kifozun nedeni genellikle kemik veya yumuşak dokularda bulunan bir sorunun olduğu durumlarda ortaya çıkar. Ya doğuştan kemik hastalıkları vardır ya da omurga ile ilgili problemler mevcuttur veya omurgada oluşan kırılmalar sonucu ortaya çıkar. Bu kifoz derecesine sahip hastalara genellikle ilk olarak egzersiz programları uygulanır. Bunun için sırt egzersizlerini yoğun olarak yapmaları gerekir. Bu derecede kifozu olan çocukların büyümenin devam etmesiyle kifoz dereceleri de artar.

Bu derecelerde egzersizlerin yanı sıra korse tedavisi uygulanır. Korse, çocukların büyüme dönemlerinde iskelet sistemini destekleyerek kamburlaşmasını önlemek için kullanılır. Özellikle kız çocuklarının adet görmelerinden önce eğrilikler teşhis edilip, korse tedavileri başlatılır. Bu korseler hastalara göre uygun bir şekilde hazırlanmalıdır. Korse tedavilerinin etkili olması için, günlük 20-23 saat kullanılması gerekmektedir.

Bu derecelerde ya da daha yüksek derecelerde tedavi genellikle cerrahi olmaktadır. Uygulanan ameliyatlar, kamburluğun artmasını önleyerek diğer yarattığı sıkıntıların önüne geçmek için yapılır. Kifoz derecelerini doktor detaylı muayenesi sonucunda belirleyerek tedaviyi de ona göre planlar. Cerrahi yöntemlerle hastalık tamamen tedavi edilebilmektedir. Eğer kamburluk çok ileri boyuta gelmişse omurgadan kemik çıkarılarak düzeltmeler yapılır.

Kifoz tedavisinde fizyoterapi ve rehabilitasyon da önemli bir yer tutar. Egzersizler, postüral eğitim ve bazı durumlarda manuel terapi ile desteklenen bu tedavi süreci, hastaların günlük yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Ayrıca, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri de tedavi sürecine olumlu katkılar sağlar. Örneğin, vitamin ve mineral açısından zengin bir diyet, kemik sağlığını destekler ve kifozun ilerlemesini yavaşlatabilir.

Sonuç olarak, kifoz derecelerine göre tedavi seçenekleri değişiklik gösterir ve erken teşhis, tedavi sürecinde büyük önem taşır. Bu nedenle, kifoz belirtileri gösteren kişilerin uzman bir doktora başvurarak gerekli muayeneleri yaptırmaları önerilir.